 
    
    
T.C Ziraat Bankası A.Ş ve Ziraat Katılım Bankası A.Ş tarafından çiftçilere ve tarım sektörüne verilen tarımsal üretime dair hazine destekli yatırım ve işletme kredileri hayvancılık, bitkisel ürünlerin üretimi, işlenmesi ve depolanması ile lisanslı depoculuğun gelişmesine çok büyük katkılar sağladı, sağlamaya devam ediyor.
Ancak 24 Ekim 2025 tarih, 33057 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 10519 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile 29 Aralık 2023 tarihli T.C Ziraat Bankası A.Ş ve Ziraat Katılım Bankası A.Ş tarafından “Tarımsal Üretime Dair Hazine Faiz Destekli/Hazine Kar Payı Destekli Yatırım ve İşletme Kredisi/Finansmanı Kullandırılmasına İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar” da çiftçi, sektör ve yatırımcı aleyhine olacak şekilde düzenlemeler yapıldı.
Söz konusu Karar’ı lisanslı depoculuk yönüyle özetlemeye ve değerlendirmeye çalışacağım.
İlgili Karar kapsamında lisanslı depo işletmeleri son iki yıldır 150 milyon TL’ye kadar, % 50 faiz indirimli yatırım kredisi kullanabiliyor, Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) Kayıtlı çiftçiler lisanslı depoya teslim ettikleri ürün karşılığı ELÜS karşılığı ürün miktarının % 75’i için 9 ay vadeli, 15 milyon TL’ye kadar % 0 faizli kredi kullanabiliyorlar idi.
Yeni Karar’a göre ise bundan sonrası için lisanslı depo işletmeleri 75 milyon TL’ye kadar, % 25 faiz indirimli yatırım kredisi kullanabilecek, Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) Kayıtlı çiftçiler lisanslı depoya teslim ettikleri ürün karşılığı ELÜS karşılığı ürün miktarının % 75’i için 9 ay vadeli, 15 milyon TL’ye kadar % 50 faiz indirimli kredi kullanabilecekler.
Bence Devlet artık bu kadar lisanslı depo yeter diyor. Yeter mi? Zaman gösterecek. Ama mevcut uygulama bir yıl daha devam etse hububat, bakliyat ve yağlı tohumlarda hedef 20 milyon tona ulaşılabilirdi.
Peki bu gün için Türkiye tarımsal üretimi ve lisanslı depoculukta durum ne?
Ülkemizde ortalama toplam 40 milyon ton civarında hububat, bakliyat, yağlı tohum üretiliyor. Ticaret Bakanlığı verilerine göre bu ürün grubunda faaliyette olan lisanslı depo kapasitesi 14 milyon ton yani toplam üretimin % 35’i kadar. Kuruluş izni alınan lisanslı depo kapasitesi ise 25,7 milyon ton. Yatırım kredisi limit ve faizlerinin bu kadar daraltılmasına rağmen 6 milyon ton daha lisanslı depo kurularak 20 milyon Tona ulaşır mıyız? Kredisi çıkmış ve inşaatı devam edenlerle 2 yıl içerisinde hububat, bakliyat ve yağlı tohumlarda 20 milyon ton lisans kapasitesine yaklaşabiliriz. Üretimin % 50 si kadar lisanslı depo kapasitesi de piyasa için yeterli olur diye düşünüyorum.
Ancak devletin depo kira desteği verdiği ve lisanslı depo mevzuatı tamamlanmış, Ülkemizin dünya üretim ve ihracatında söz sahibi olduğu fındık, kuru üzüm, kuru kayısı, antepfıstığı, zeytin, zeytinyağı gibi ürünlerde kredi limitlerinin düşürülmesi değil, yükseltilmesi; faiz indirimi oranlarının yükseltilmesi değil daha da düşürülmesi gerekirdi.
Çünkü zeytinde 63.500 ton için kuruluş izni alınmasına rağmen lisans kapasitesi 13.500 ton, zeytinyağında 14.000 ton kuruluş iznine rağmen lisans alan henüz yok, fındıkta 37.000 ton kuruluş iznine rağmen lisans kapasitesi 10.000 ton, kuru kayısı da 11.000 ton kuruluş iznine rağmen lisans kapasitesi 1.000 ton, kuru üzümde 33.000 ton kuruluş kapasitesine rağmen lisans alan henüz yok, antepfıstığında 19.000 ton kuruluş iznine rağmen lisans kapasitesi 4.000 tondur. Üretim miktarları göz önünde bulundurulduğunda lisans ve kuruluş izni kapasitelerinin son derece düşük olduğu görülmektedir.
Söz konusu ürünlerde standardizasyonun artırılması, kalitenin korunması ve buna bağlı ihracat değerinin artması için lisanslı depoculuk gereklidir. Ancak yatırım ve işletme maliyetleri yüksektir. Bu nedenle yatırımcılara verilecek yatırım kredisi limitleri artırılmalı ve işletme kredisi de verilmeli, yatırım ve işletme kredisi faiz indirimi maksimum seviyeye yükseltilmeli, lisanslı depolara ürün teslim eden tüm mudilere mutlaka %0 faizli kredi imkanı sağlanmalıdır. Lisanslı depolara talep olması yani mudiler tarafından ürün teslim edilmesi sistemi hedefine ulaştırır. Aksi taktirde atıl kapasite yaratmış oluruz. Bu anlamda bütüncül bir yaklaşımla sıfır faizli kredi yanında mudileri lisanslı depolara ürün teslimi ve satışını teşvik edecek başka enstrümanlar da geliştirilmelidir.
Ben inanıyorum ki, dünya üretim ve ihracatında söz sahibi olduğumuz bu ürünlerde, lisanslı depo yatırımcıları ile mudilere verilecek desteklerle lisanslı depoculuk sisteminin geliştirilmesi hazineye yük getirmeyecek, gelir sağlayacaktır. Çünkü kayıt dışılık azalacak ve ihracat değeri artacağından Ülkemize daha fazla döviz girişi sağlanacaktır.
Sanırım yeni Karar lisanslı depoculuğun hububat, bakliyat ve yağlı tohumlarda geldiği seviye göz önünde bulundurularak düzenlendi. Ancak lisanslı depoculuğun diğer ürünlerde yetersiz seviyede olduğu hususu göz önünde bulundurularak konunun yeniden değerlendirilmesinin Ülkemiz için hayırlı olacağını düşünüyorum.
Sizce değerlendirilir mi?
Kalın sağlıcakla…
27.10.2025/Ankara
Hikmet ÖZKAN
hikmet@tokay.com.tr
